Ana içeriğe atla

YAPAY ZEKÂ NEDİR?

Yapay zekâ, bir bilgisayarın ya da bilgisayarın kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti, herhangi bir canlı organizmadan faydalanılmaksızın, tamamen yapay araçlar ile oluşturulan, insan gibi davranış ve hareketler sergileyebilen makinelerin geliştirilmesi teknolojinin genel adıdır. 

HAYATIMIZA GİREN YAPAY ZEKA ÖRNEKLERİ

1. Telefon

Telefonunuzun internette arama yapması veya çağrı yapması için sesli komutları kullanmak makine öğrenimi tarafından desteklenen teknolojiye dayanır. Sanal kişiler, asistanlar mesela Siri, Alexa ve Google Asistanı ses tanıma sayesinde komut alıp analiz yapar. Bu asistanlar doğal insan konuşmasını işler, istenen komuta uyar ve giderek daha doğal bir şekilde tepki verir. Aynı zamanda bir çok farklı diyaloğu çeşitli şekillerde öğrenirler.

Akıllı Telefon

2. Alışveriş Sepetleri

Çevrimiçi alışveriş sepetinize başka bir şeyi eklemenizi hatırlatan veya hepimizin bildiği online kitap alışverişlerinde beğenebileceğiniz ürünleri gösteren sistemlerdir.

Alışveriş Sepeti

3. E-posta

Makine öğrenimi, nesnelerin veya öğelerin farklı kategorilerini ayırt etmek için de kullanılır. Mesela e-postanız önemli postaları yıldızlayabilir veya bir kaç cümleye bakarak, gönderen kişiyi baz alarak o postanın gereksiz (spam) olduğuna kara verebilir. Sistem bu postaların kendi kategorilerine ayırmasını makine öğrenimini kullanarak yapar.

E-posta



GELECEKTE YAPAY ZEKÂ

Bir çok bilim adamı ileri zamanlarda yapay zekânın dünyayı ve insanlığı yok edeceğini düşünse de genel görüş hayatımızı daha da kolaylaştıracağı yönündedir. Yapay zekâ ne kadar gelişmiş ve insan komutlarını ve düşüncelerini taklit edebiliyor olsa da yeni bir düşünce geliştirmesi için insan vücudunda bulunan beynin bir bütün olarak işlemlerinin hepsini yapabiliyor olması gerekiyor. Bu olay ise şu anlık imkansız durumda.

Yapay Zekâ





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okuma(ma)k

Şimdi burada uzun uzadıya kitap okumanın faydalarını saymayacağım fakat birkaç faydasından da bahsedeceğim. Öncelikli olarak hepimizin bildiği gibi Türkiye'nin kitap okuma yüzdesi aşırı düşük. Bu düşük verilerin en büyük nedeni ise toplum olarak hepimizin içinde bulunan tembelliktir. İçimizdeki tembellik o kadar büyüdü ki insanlar olarak "pazartesi sendromu" diye bir şey uydurduk. Peki gerçekten pazartesi sendromu denen şey var mıdır? Tabi ki de yoktur, bu kavram hafta sonu tatilinde yatmaya, gevşekliğe ve rahata alıştıktan sonra uydurulan bir şey. Bu tembelliği atıp kendimize zaman ayırsak nede güzel olacak. Öncelikle okuyup, araştırma ihtiyacı duyacağız ve birtakım şeyler araştırıp, kitaplar okuyacağız. Bu serüvenin başlangıcıyla da kendimizi geliştirmiş ve daha bilinçli insanlar olmuş olacağız. Farklı bir pencereden bakacak olursak kitap okuma olayına, kitap okumak bize o kadar iyi gelecek ki hayal gücümüzün sınırlarını genişletip iş hayatımızda bile bize büyük yararla...

Hayallerin Üst Noktası "MARS"

Uzay Ve İnsan   Uzun yıllardır neredeyse bütün insanlığın merak ettiği bir konu vardı.  Bu konu kısaca, dünya dışında yaşayan varlıkların olup, olmadığı konusudur.  Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlar, daha öncesinde sadece gökyüzüne bakarak görmeye çalıştığı gezegen, krater veya güneş sistemini teknolojinin gelişmesi ile daha yakından inceleme fırsatı buldu. Daha öncesinde ki çalışmalar genel olarak Dünya'nın uydusu olan Ay ile ilgiliyken; 1950 sonralarından itibaren gözler Mars isimli gezegene çevrildi. 1950 sonrasında başlayan Mars çalışmaları sonucunda, Mars'ın yörüngesine birçok uzay aracı yollandı. Belki de ilk başlarda sadece Mars'a ulaşmak olan bu görevler sonrasında yerini Mars'ın yapısını ve geçmişini araştırmaya dönüştü.  Bu araştırmalar kapsamında Mars'ın yörüngesine bir çok uzay aracı ve uydu gönderildi. Son bir ayda ise Çin ve BAE kendi uzay araçlarını fırlattılar. *********** For many years, there was a subject that almost all humanity was...